Vagus siniri, beyinden başlamak üzere baş, boyun ve gövdeye kadar inerek pek çok organla ilişki kurar. Bu nedenle insan vücudunun en kompleks ve en uzun siniri olarak bilinir. Vagus siniri kalp, akciğerler ve mide gibi farklı organlar üzerinde yoğun etkiye sahiptir. Vagus sinirinden kaynaklanan bir sorun, vücudun farklı bölgesindeki organlarda rahatsızlık oluşmasına sebebiyet verebilir. Dolayısıyla vagus sinirinin farklı doku ve organlarla yakından ilişkisi vardır. Şimdi vagus siniri nedir ve organ sağlığını sağlamak için nasıl harekete geçirilir yakından inceleyelim…
Vagus Siniri Nedir?
Vagus siniri, vücudu sakinleştirmekle görevli parasempatik sinir sisteminin önemli bir parçasıdır ve soluk alıp verme, sindirim ile kalp atışı gibi fonksiyonlar üzerinde etkilidir. Bunların yanında zihin sağlığının korunmasına da yardımcı olur. Dolayısıyla vagus sinirinin düzgün çalışması, insan sağlığı ve yaşamı açısından büyük önem taşır. Mideye kadar inen vagus siniri, bağırsak ve beyin arasında iyi bir iletişim kurulmasını sağlar. Ayrıca bu aralıktaki organlarde ortaya çıkan çeşitli sorunların beyne iletilmesinde de görevlidir.
Vücutta vagal tonda artış yaşanırsa, parasempatik sinir sistemi hareketlenir. Ne kadar düşük vagal ton olursa, insan vücudu o kadar yoğun stres altında kalır ve bu durum zamanla organlarda oluşacak fonksiyon bozukluklarına yol açabilir. Vagal tonun yüksek olması strese maruz kalan vücudun fiziksel ve zihinsel sağlığı da o kadar gelişmiş olur. Dolayısıyla vücut rahatlamak için parasempatik sinir sistemini kullanır. Vagus siniri, stresle mücadele etmede ve mutlu bir yaşam sürdürmede yardımcıdır. Bu nedenle vagus sinirinin sağlıklı olması ve harekete geçirilmesi, başka organ ve dokularda oluşabilecek stres kaynaklı pek çok rahatsızlığın önlenmesinde etkili olur.
Vagus Siniri ve Ruh Sağlığı
İnsan vücudunda olaylara verilen tepkiyi kontrol eden ve soluk alıp verme gibi istemsiz vücut fonksiyonlarını düzenleyen 3 temel sistem bulunur. Bunlar; sempatik, parasempatik ve enterik sinir sistemi olarak adlandırılır.
Sempatik sinir sistemi vücudu tehlikeler karşısında uyaran ve tetikte kalmayı sağlayan sistemdir. Genel olarak “Savaş ve Kaç” tepkisi olan sempatik sinir sistemi uyarıldığında, vücuttaki adrenalin ve noradrenalin seviyesi artar. Göz bebeklerinde küçülme, iştah azalması gibi alarm durumları sempatik sinir sistemi aktifken gözlenir. Enterik sinir sistemi bütün bir sindirim süreciyle ilgilidir, ayrıca insana mutluluk veren serotonin ve ruh halinde etkili olan dopamin gibi kimyasalların sentezlenmesini sağlar.
Parasempatik sinir sistemi ise sempatik sinir sisteminin tersine “Dinlen ve Sindir” özelliğine sahip bir sakinleştirme sürecidir. Bu süreçte, vücudu gevşeten ve normal fonksiyonlarına dönmesini sağlayan parasempatik sistem, anksiyete ile stres gibi rahatsızlıklar karşısında vücudun korunmasını sağlar. Parasempatik sinir sisteminin en önemli parçası ise vagus siniridir. Bu nedenle insanın gergin ve stresli durumların üstesinden gelmesi yoğun olarak vagus siniri ile sağlanır.
Vagus siniri insan vücudundaki mutsuzluk, stres ve gerginlik gibi olumsuz ruh hallerini algılar. Bu gibi durumlarda hemen çalışarak sempatik sinir sistemini uyarır ve kortizol gibi gerekli salgıların salınmasını sağlar. Bu uyarı durumu, beyne saldırı altında olduğu sinyalini gönderir ve vagus siniri görevini yerine getirmezse vücut yoğun stres altında kalarak beyin ile ruh sağlığını etkiler. Ayrıca bazı organlarda strese bağlı fiziksel sıkıntıların yaşanmasına da sebep olur.
Vagus Siniri Disfonksiyonları
Vagus sinirinin düzgün çalışması, yüksek yaşam kalitesine sahip olmayı sağlar. Vagus sinir fonksiyonlarının sürekliliği vagal tonlarla ilişkilendirilir. Düzgün çalışan vagus siniri, fiziksel ve zihinsel sağlığın korunmasını, strese karşı vücudun direnç kazanmasını sağlar. Düzgün çalışmaması ise vagal tonda düşmeye neden olur. Böyle bir durumda vücut çabuk stres altına girer ve bu baskı altında düşük direnç gösterir. Bu durum vücut çalışma sisteminde çeşitli problemlerin olmasına yol açar.
Fonksiyonunu yerine getiremeyen vagus siniri, kronik inflamasyona neden olabilir. ADHD, depresyon, Alzheimer, endişe bozukluğu, kanser, diyabet ve kalp hastalığı gibi hastalıklar vagus siniri ve düşük vagal tonla ilgilidir. Bunların yanı sıra, vagus sinirindeki fonksiyonel bozukluklar şu durumlara da yol açabilir:
- Kabızlık
- Endişe ve kaygı
- Kronik yorgunluk
- Eklemlerde iltihaplanma
- Otoimmün bozukluklar
- Yutmada güçlük
- Yemek yerken boğulma eğilimi
- Çift kutuplu rahatsızlık
- Sindirim sistemi bozuklukları
- Migren
- Obezite
- Ses kısılması
- Aniden düşen kan basıncı
- Sara hastalığı
- Kalp atış hızında bozukluklar
Vagus Siniri Nasıl Harekete Geçirilir?
Vagus sinirinin düzgün çalışması için vagal tonun yüksek olması gerekir. Bu durumun sürdürülmesi ise çeşitli yöntemlerin uygulanmasıyla sağlanır. Yapılan araştırmalar, vagus sinirinin farklı yöntemlerle uyarabildiğini ve sonuç olarak vücut fonksiyonlarının düzenlendiğini tespit etmiştir. Bu yöntemler genel olarak vagus sinirinin güçlenmesini ve ayarlanmasını sağlayan tekniklerdir. Sağlıklı bir vagus siniri, stresten uzak mutlu bir yaşam sürmede etkilidir. Zihin ile vücut arasında bağlantı sağlayan uyarıcı yöntemler ise şunlardır:
- Yoga: Hafif, sakin ve ılımlı egzersizler yapmaya dayalı olan yoga vagus sinir sistemini uyaran en önemli egzersizlerdendir. Yoga sırasında ritmik ve yavaş nefes alınması parasempatik sinir sisteminin aktivitesini yükseltir, vagal tonu güçlendirir. Vagus sinir sistemini harekete geçiren yoga, vücuttaki GABA salınımını artırarak nörotransmitter rahatlamaya da yardımcı olur.
- Meditasyon: Meditasyon, vagal tonun otomatik olarak yükselmesini ve sonuçta vagus sinirinin olumlu etkilenmesini sağlar. İlahi söylemek ve ritmik meditatif sesler çıkarmak ya da dinlemek de vagal tonun yükselmesini sağlar. Ayrıca beynin endişe ve kaygı merkezi olan amigdala meditasyon evresinde aktivitesini azaltır.
- Şarkı Söylemek: Bireyin kendi başına şarkı söylemesi vagus sinirini uyaran bir eylemdir. Başkalarıyla birlikte söylenen şarkı ise kalp atışının senkronize olmasına yardımcıdır.
- Masaj: Vücudu rahatlatmaya ve sinirlerin uyarılmasına yönelik masaj yaptırmak vagus sinir sağlığı açısından önemlidir. Ayrıca derin ve hafif nefes almak doku ve hücrelere daha fazla oksijen gitmesini sağlayarak vücudun açılmasına yardımcı olur. Bu durum, vagal tonun yükseltilmesinde etkilidir.
- Akupunktur: Kulak kepçesine uygulanan akupunktur vagus sinirinin uyarılmasını sağlar ve vücudu rahatlatır.
- Refleksoloji: Ayak altındaki bazı noktaların uyarılması ile uygulanan refleksoloji, vagus sisteminin harekete geçirilmesinde etkilidir.
Vagus Sinirini Uyaran Diğer Yöntemler
Vagus sinir sağlığı, yaşam kalitesini pek çok açıdan olumlu yönde etkiler. İnsanlarla iyi ilişkiler geliştirmek ve bu ilişkileri sürdürmek vagus sinirinin canlı tutulmasında tesirlidir. Yapılan çalışmalara göre, diğer insanlarla iyi ilişki kurabilen insanlarda vagal ton genellikle yüksektir. Bu durum vücuttaki oksitosin salınımını hızlandırır. Oksitosin, bağlayıcı bir moleküldür ve empati, sadakat, güven, cesaret ve fedakarlık gibi duygularla bağlantılıdır.
Dinamik sosyal ilişkiler kurmak, pozitif duygu seviyesinin artmasını ve fiziksel sağlığın gelişmesini sağlar. Pozitif duygular, vagus sinirinin düzgün çalışmasını ve etkilediği diğer vücut bölümlerinin sağlıklı olmasını sağlar. Bunların dışında probiyotik kullanımı, Omega-3 içeren DHA gibi yağ asitleri ile yeterli oranda çinko alımı da vagus siniri gelişimine fiziksel katkı sağlar. Bu nedenle keyifli vakit geçirmek, yakın arkadaşlarla bir arada olmak, gülmek ve sağlıklı beslenmek vagus sinirinin aktif olmasına yardımcı olur.
Sağlıklı vagus sistemi, beyinden bağırsaklara kadar düzgün çalışan vücut fonksiyonlarına ve mutlu bir hayata işarettir.
Gastrik Volvulus Tanısı ve Teşhisi Nasıl Olur?
Mide volvulusu oldukça nadir görülmesinin yanında, hasta için son derece tehlikeli bir durumdur. Bu nedenle hastalığın kesin tanısı tedavinin gecikmemesi ve hastanın hayati durumu için oldukça önemlidir. Genellikle mide volvulusunun kesin tanısı cerrahi müdahale sırasında konulur. Ameliyat öncesi tanı yöntemleri ise ileri seviye radyolojik incelemeler gerektirir, çünkü genel radyolojik yöntemler tanı koymak için yeterli değildir.
Mide volvulusunun teşhis edilmesi için uygulanan ileri seviyeli radyolojik tetkikler arasında;
- Oniki parmak bağırsağı pasaj grafisi,
- Baryumlu özofagus,
- Karın ulstrasonu,
- Bilgisayarlı tomografi
gibi yöntemler yer alır. Bunların yanında endoskopik görüntüleme yöntemleri de uygulanan tetkikler arasındadır.
Gastrik Volvulus Tedavisi
Gastrik volvulus tedavisi operasyon gerektirir. Bu operasyon açık veya kapalı olmak üzere iki yöntemle yapılabilir. Hastalığın ilerleme seviyesine göre iki yöntemden biri tercih edilir ve operasyonla midenin orjinal konumuna getirilerek sabitlenmesi sağlanır. Ayrıca operasyon sırasında, volvulusa sebebiyet veren bir sorun ya da bozukluk varsa bunun tedavisi de yapılır.
Gastrik volvulus tedavisinin zamanında yapılması hasta için son derece hayatidir. Çünkü tedavinin gecikmesi zaman içinde hastada mide ölümü, delinmesi, pankreatit ve pankreatit şok gibi çok daha ağır rahatsızlıkların gelişmesine neden olabilir. Çok ileri seviye hastalarda ölüme kadar giden ciddi komplikasyonlar oluşabilir.