Kanser, kalp ve damar hastalıklarından sonra dünya genelinde en çok ölüme neden olan hastalıktır. Çağın hastalığı olarak tanımlanan kanserin her türü için ciddi ve zorlu bir tedavi sürecinin uygulanması gerekir.
Meme kanseri ise kadınlarda akciğer kanserinden sonra en yaygın görülen kanser türüdür. Her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis ve tedavinin hayati önemi oldukça fazladır.
Meme Kanseri Nedir?
Meme kanseri, meme dokusunun içinde yer alan süt kanalı veya süt bezi hücrelerindeki yapıların bozulmaya uğraması ve kontrolsüz şekilde yayılması ile oluşan tümörlerden kaynaklanır.
Bu tümöral oluşumlar diğer organlara yayılma riski barındırır ve bu nedenle oldukça tehlikelidir.
Genellikle erken dönemde bulgu vermeyen meme kanseri, rutin meme kontrol taramalarında tespit edilen kitle ile erken dönemde saptanabilir. Ancak pek çok kadının düzenli kontrol yaptırmaması nedeniyle hastalık genellikle semptom vermeye başlamadan tespit edilemez.
Erken evrede fark edilmeyen kadınlarda, kanserli hücreler zamanla büyür ve meme içinde tümör oluşturur. Daha sonra da bu tümör yapısı, lenf ve kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine metastaz yapma riski taşımaya başlar.
Bu durumda etkilenen organdaki fonksiyon sorununa bağlı olarak hastadaki genel tedavi süreci de değişkenlik gösterir. Dolayısıyla erkek teşhis edilen vakalardaki iyileşme başarısı bu durumlara göre çok daha yüksektir.
Meme Kanseri Risk Faktörleri
Meme kanseri dünyada her yıl 2 milyondan fazla, ülkemizde ise 20 bine yakın kadının etkilendiği bir hastalıktır. Yeni doğmuş kız çocuklarının hayatları boyunca kansere yakalanma riski ise ortalama %12’dir.
Bu nedenle meme taramalarının her yaşta önemsenmesi gerekir. Hastalığa sebep olduğu bilinen yaygın risk faktörleri şu şekilde sıralanır:
- Kadın olmak
- Menopoz sonrası dönemde olmak
- Aile geçmişinde meme kanseri hikayesi bulundurmak
- Daha önce meme kanseri geçirmiş olmak
- Erken yaşta adetin başlaması ve geç yaşta menopoza girmek
- Doğum yapmamak
- Doğum yapmış fakat hiç bebek emzirmemiş olmak
- İlk doğumunu 30 yaşından geç yapmak
- Uzun süre devam eden hormon tedavisi almak
- Sigara ve tütün ürünleri kullanmak
- Yaşamında modern kent ortamında sürdürmek
- Az hareket etmek
- Özellikle menopozdan sonra aşırı kilo almak
- Doymuş yağ yönünden zengin gıdalarla beslenmek
- Obezite
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Meme kanseri, meme dokusunda tümörleşen hücrelerden kaynaklanır. Bu yapıların kitleleşmesi ise genellikle 1 cm büyüklüğe ulaşmadan fark edilmez.
Bu nedenle kanserleşmenin başındaki vakalarda kitlenin elle ya da fiziksel muayene ile tespit edilmesi oldukça zordur.
Günümüzde pek çok kadın meme kanseri belirtilerini genellikle kendi başına fark eder. Sert, pürüzlü ve düzensiz yapıdaki meme kitleleri düzgün yapılı normal meme dokusu içinde kolayca oynatılamaz. Bu ana belirtiyle birlikte hastalık şu tip bulgular verir:
- Memede elle hissedilen sertlik ya da kitle
- İki meme arasında sonradan gelişen asimetri
- Memede kızarıklık, egzama, yara, çatlama veya kabuklanma
- Meme başında ya da meme cildinde içe doğru çekilme
- Meme yüzeyinde portakal kabuğu görüntüsü
- Memede sıradan olmayan şişlik ve boyut değişimi
- Meme başındaki yön veya şekil değişimi
- Meme başından pembe ve kırmızı renkte akıntı gelmesi
- Koltuk altında sertlik, kitle ya da şişlik
- Adet döneminde normalden farklı meme ağrısı
Meme kanserinde yukarıda sayılan bulgulardan bir veya birkaçı bir arada gelişebilir. Ek olarak kanseri yayılımı söz konusu ise etkilenen organdan kaynaklanan yeni bulgular da tespit edilebilir.
Meme kanserinin yaygın olarak metastaz yaptığı bölgeler arasında akciğer ve karaciğer ile kalça ve omurga kemikleri yer alır. Ek olarak her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde de gözlenen bulgular hastalığın evresine göre şiddet ve yapı bakımından farklılık gösterir.
Meme Kanseri Teşhis Yöntemleri
Meme kanseri, rutin kanser taramalarının veya belirtiler nedeniyle yapılan kan testlerinin sonucunda kolaylıkla teşhis edilebilir. Teşhis sürecinde ilk olarak fiziksel muayeneden faydalanılır ve hekimin gerekli görmesi durumunda şu tetkiklerden bazıları uygulanabilir:
- Biyopsi
- Ultrasonografi
- Dijital Tomosentez Mamografi
- Manyetik Rezonans Görüntüleme
- PET CT
- Bilgisayarlı Tomografi
Meme Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Meme kanseri tedavisi hastalığın türüne, evresine, hastanın şikayet durumuna ve pek çok etmene göre şekillenir. Erken evrede teşhisi konan hastalarda tümörün çıkarılması çok daha temiz ve hızlıdır.
Ayrıca herhangi bir metastaz söz konusu olmadığı için tedavi daha verimli şekilde ilerler. Ancak yayılımın gerçekleştiği vakalarda yayılma durumu da dikkate alınarak daha kapsamlı bir müdahale uygulanabilir.
Meme kanserindeki başarı şansı hastalığın erken evrede tespit edilmesiyle doğru orantılı şekilde artar.
Erken dönemde saptanan vakalarda sağ kalma oranı %96 seviyesindeyken, ileri dereceli vakalarda bu oran %5 civarındadır. Tedavide en önemli bölüm cerrahi operasyon sürecidir ve temel olarak 3 farklı operasyon uygulanabilir:
Mastektomi
Tümörün yanı sıra memenin komple alındığı operasyondur. Operasyon sırasında veya operasyondan 1-2 yıl sonra silikon protez uygulamalarına başvurularak hastaya yeni meme yapılabilir.
Cilt Koruyucu Mastektomi
Meme dokusunun komple çıkarıldığı, fakat meme derisinin korunduğu durumlarda uygulanır. Bu yöntemde çıkarılan dokunun içine silikon protez yerleştirilir ve hastaya kozmetik açıdan bütünlük sağlanır. Özellikle meme kanseri riskini azaltma ameliyatlarında başvurulan bir yöntemdir.
Meme Koruyucu Ameliyat
Bu yöntemde tümör ile birlikte sadece tümörün etrafındaki bir miktar normal meme dokusu alınır ve meme komple çıkarılmaz. Memenin kozmetik görünümünü bozmamak ve hastanın psikolojik açıdan minimum seviyede etkilenmesini sağlamak için tercih edilir. Bu yöntem sonunda hastaya yaklaşık 5-7 hafta süren radyoterapi uygulanabilir.
Meme kanseri tedavisi büyük ölçüde hastalığın boyutuna göre şekillendirilir. Özellikle son yıllarda bu alandaki çalışmaların artması tedavi sürecini iyileştirmiştir. Bu nedenle meme kanseri ameliyatı sonrası başarı oranı oldukça yüksektir. Ek olarak meme koruyucu yöntemdeki sağkalım oranı mastektomi yöntemiyle eşdeğerdir. Süreç özellikle psikolojik açıdan zorlu ilerler, fakat tıbbi sıkıntılar çok daha azdır. Komple memenin alındığı durumlarda bile geç dönemde uygulanan kozmetik yöntemler, hasta dokusuyla uyumlu ve doğal görünen meme yapımını mümkün kılmaktadır. Bu da oluşabilecek cinsel kimlik ve vücut algılama sorunlarını olabildiğince azaltmaktadır.
Meme Kanseri Sonrası Yaşam
Meme kanseri ameliyatı sonrası hastalarda fiziksel yaşam kalitesini artıracak önlemler alınır. Çoğu durumda operasyon sonrası lenfödem veya omuz kısıtlılığı gibi sorunlar ortaya çıkar.
Ancak doğru ve zamanında uygulanan rehabilitasyon programları bu sorunların giderilmesini sağlar. Ayrıca hastalar yaşam boyu takip programına alınır ve bu şekilde sonraki süreçteki yaşam kalitesinin artırılması sağlanır.
Meme kanseri sonrası hastaların %70’i cinsel ve psikolojik sorunlar yaşar, bu nedenle sonraki dönemde ruh sağlığını iyileştirecek müdahalelerin yapılabilmesi için uzman kontrolü şarttır. Hastalık süresince devam edilen egzersizler, ameliyattan sonra da sürdürülmeli ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirilmelidir.
Çoğu kanser vakası ameliyattan sonraki ilk 3 yıl içinde tekrarlama riskine sahiptir, bu nedenle tedavi sonrası 3 yıllık periyod ekstra önemlidir. Bu süreçte düzenli doktor kontrolleri, egzersiz ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları sürdürülmelidir.
Gerektiği durumlarda ruh sağlığı için ilgili uzmanlara başvurulması da önemlidir. Yoga, meditasyon ve yürüyüş gibi rahatlatıcı egzersizlerin hastalığı atlatan kişilerin yaşam kalitesini ciddi anlamda yükselttiği gözlenmiştir.