Bu gönderiyi oylayın.
[Toplam: 1 Ortalama: 5]

Apandisit; ince bağırsağın bitip kalın bağırsağın başladığı kör bir noktada bulunan, solucan şeklinde bir bağırsak uzantısıdır. İnsan vücudunun gizemli organlarından olan apandisitin görevi tam olarak bilinmemektedir, fakat bağışıklık mekanizmasına yardımcı olduğu düşünülmektedir.

Çeşitli sebeplerle iltihaplanan apandisitin çocuklarda ve gebelerde teşhisi çok daha zordur, ancak ameliyat sonrası semptomlar kısa sürede ortadan kaldırılır.

Apandisit Nedir, Ne İşe Yarar?

Apandisit, uzunluğu her insanda değişen ancak ortalama 10 cm olan ince bir kesedir. Gövdenin sağ alt köşesinde yer alan apandisit kör çıkışlıdır ve giriş kısmı kalın bağırsağa bağlanır. İç kısmında ise lümen adı verilen dar bir boru bulunur.

Çocuklarda çok daha uzun olan apandisit yaşın ilerlemesiyle birlikte tabana doğru kapanmaya başlar ve organın bir ucunun kapalı olması nedeniyle içinde mikroorganizmaların üremesine elverişli bir ortam oluşur.

Apandisitin görevi günümüzde gizemini korumaya devam etmektedir. Bazı görüşlere göre gastrointestinal yolun parçası kabul edilen apandisit; diğer yaygın görüşlere göre lenfatik, ekzokrin ve endokrin sistemlerin de parçasıdır.

Tam işlevi bu nedenle tespit edilemese de, son dönemde yapılan çalışmalar apandisitin hastalık dönemlerinde yararlı sindirim florası için koruyucu bir sığınağa dönüştüğünü göstermektedir.  Bununla birlikte apandisitin vücuttan alınmasının herhangi bir soruna sebep olduğu da bugüne kadar tespit edilmemiştir.

Apandisit Neden İltihaplanır?

Apandisitin iç kısmı tıkanarak iltihaplandığında halk dilinde “apandisit patlaması” olarak bilinen problem meydana gelir.

Bu sorunun günümüzde kesin olarak bilinen bir sebebi yoktur, fakat bazı faktörlerin iltihaplanmada etkili olduğu düşünülmektedir.

Pek çok durumda apandisit vücudun kendi ürettiği maddeler tarafından tıkanır ve organ içindeki iç basınç yükseldiğinden patlamaya meydana gelir.

Apandisit girişinin dışkı tarafından blokaja uğraması, üst solunum yolu enfeksiyonunun bağırsak duvarından lenf düğüm şişmelerine neden olması ve benzeri pek çok durum tıkanıklıkta etkili olabilir. En yaygın sebepler ise şu şekilde sıralanır:

  • Midede tam olarak sindirilmeyen limon çekirdeği, nar çekirdeği benzeri katı besin artıklarının bulunması ve bu artıkların kalın bağırsağa geçiş sırasında apandisite kaçması
  • Sindirim sistemi iltihapları sonucu lenf bezlerinin şişmesi ve karna alınan darbelerle apandisiti tıkaması
  • Crohn, ülser, ülseratif kolit gibi hastalıklar
  • Bağırsak kurtları, parazitleri veya solucanları
  • Genetik yatkınlık
  • Tümörler
  • Virüs, mantar ve benzeri iltihaplanmalar
  • Bakteriyel enfeksiyonlar
  • Bağırsak enfeksiyonları

Apandisit Belirtileri Nelerdir?

Belirtilen sebepler sonucu apandisitte tıkanıklık olması durumunda kese iç basıncı artış gösterir. Bu durum kan damarlarını sıkıştırır ve kangrene kadar giden ileri seviyeli sorunlara neden olabilir.

Eğer kangren sonucu apandisit kopması yaşanırsa kalın bağırsaktaki dışkı karın bölgesine dolabilir. Aynı zamanda apandisitteki enfeksiyon da sızıntı yapabilir. Bütün bu durumlar ise şu semptomlarla kendini gösterir:

  • Gövdenin sağ alt kısmına elle basınç uygulanınca artan bıçak saplantı hissi ve ekstra hassasiyet
  • Göbek çevresinde sert ağrı
  • Mide bulantısı ve kusma
  • İştahsızlık
  • Ağız ve dilde kuruluk
  • Yüksek ateş
  • Sindirim güçlüğü, kabızlık veya ishal
  • Gaz çıkaramama ve dışkı sırasında zorlanma
  • Hızlı kalp atışı

Apandisit iltihaplanması ile yukarıdaki semptomlardan bir veya birkaçı bir arada görülebilir. Gebelerdeki apandisit ağrısı vücudun yan ve arka bölgesinde hissedilir, ayrıca bulantı ve kusma semptomları gebelik faktörü olarak yorumlanabilir. Bu nedenle problemin gebeler için teşhisi normal bireylere göre biraz daha zordur.

Apandisit Tanı Yöntemleri

Apandisit iltihabında hastanın öyküsü ile gösterdiği semptomlar fizik muayenede kontrol edilir. Ek olarak çeşitli kan testleri ile ultrason tetkiklerinin uygulanması istenir.

Gerekli olması halinde bilgisayarlı tomografi yöntemine başvurulabilir, fakat gebeler için MR veya tomografi yöntemleri kullanılamaz. Bu nedenle ultrason ana tanılama yöntemi olarak kullanılır.

Apandisit özellikle çocuklarda diğer enfeksiyonlarla karıştırılabilir ve bu durumda gereksiz ilaç kullanımıyla karşılaşılabilir. Örneğin karın ağrısı ve yüksek ateş için kullanılan antibiyotikler kan testi değerlerinin farklılaşmasına neden olabilir.

Okul öncesi yaş grubunda ise çocuklar mevcut semptomları tam olarak dile getiremeyebilir, sonuç olarak bu durumlarda tanı daha zor konulabilir. Bu nedenle doktor muayenesinin dikkatli ve özenli olması gerekir.

Apandisit Tedavi Yöntemleri

Teşhis edilen apandisit iltihabı durumlarında ana müdahale, kesenin operasyon ile vücuttan çıkarılmasıdır. Tıp dilinde apendektomi olarak bilinen bu operasyon yaygın olarak uygulanan bir müdahaledir ve oldukça kısa sürer.

Eskiden açık yöntemlerle yapılan bu ameliyat günümüzde genellikle laparoskopik yöntemlerle, yani kapalı olarak gerçekleşmektedir. Genel anestezi altında uygulanan kapalı apandisit ameliyatı, hasta karnında açılan 3-4 minik kesiden kamera ve cerrahi aletler ile karın boşluğuna girilmesi şeklinde gerçekleşir.

Bu sırada apandisitin durumunu net şekilde görebilmek için karın içine gaz pompalanır ve apandisit vücut dışına çıkarılır. Daha sonra emilebilir dikişler ile açılan kesiler kapatılır ve hasta ertesi gün günlük hayatına dönebilir.

Apandisitin patladığı ve vücut içinde yumru oluşturduğu durumlarda ise kapalı operasyon önerilmez. Bu durumda açık operasyon uygulamak için karın sağ alt kısmında büyük bir kesi yapılır.

Bu kesiden karın içine girilir ve apandisit dışarı alınır. Dikişlerin atılması ile birlikte hastada 1 hafta içinde tam iyileşme gözlenir. Ancak genellikle 5-6 haftaya kadar yorucu faaliyetler yasaklanır.

Her iki operasyon sonunda da hastadan çıkarılan apandisit patolojik incelemelere tabii tutulur. Laparoskopik yöntem açık ameliyata göre çok daha kısa sürer ve hastada minimum skar doku oluşumuna neden olur.

Ayrıca operasyon sonrası hasta günlük hayatına kolaylıkla dönebildiği için günümüzde kapalı ameliyata göre daha yaygın uygulanan bir yöntemdir.

Bununla birlikte operasyon sırasında karın içine gönderilen gaz şişkinlik sorununun bir süre daha devam etmesine neden olabilir, bu nedenle lif yönünden zengin gıdalarla beslenilmesi ve yeterli oranda su tüketilmesi önerilir.